CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in katılımıyla kapılarını açan 93’üncü İzmir Enternasyonal Fuarı’nın, bugün gerçekleştirilen resepsiyonla resmi açılış merasimi düzenlendi.
Törene, mesken sahibi sıfatıyla İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay’ın yanı sıra; Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Ticaret Bakan Yardımcısı Özgür Volkan Ağar, İzmir Valisi Süleyman Elban, fuarın onur konuğu olan İstanbul Büyükşehir Belediye Lideri Ekrem İmamoğlu, siyasi parti temsilcileri ile iktisat dünyasının temsilcileri katıldı.
Resepsiyonda, yapay zekanın en üst eseri olan insansı robot Sophia bir evvelki açılış merasiminde olduğu üzere tekrar sahneye çıkarak İzmir ve İEF’ye ait görüşlerini aktardı. Programda yapılan konuşmaların ortak noktası ise yapay zeka, dijital dünya ve ulusal erişim için teknolojinin değeri oldu.
YILMAZ: BU YILKİ FUARIN TEMASI DA TEKNOLOJİK BAĞIMSIZLIK İSMİNE ÇOK ÖNEMLİ
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz konuşmasında ekonomik gelişmelere ait bilgi vererek şunları belirtti:
* “İzmir’imizin kültürel ve ticari hafızasında kıymetli bir yer tutan, 93. kere yapılmış olan bu seçkin tertibe emeği geçen herkese teşekkür ediyorum. İEF benim için başka bir mana da tabir ediyor. Uzun yıllar kalkınma bakanlığı yaptım. İlk İktisat Kongresi’nde Mustafa Kemal Atatürk’ün şu kelamlarını hatırlatmak isterim. ‘Siyasi ve taban zaferler ne kadar büyük olursa olsun, ekonomik başarılarla taçlandırılmazlarsa kalıcı ve başarılı olamazlar.’ Ben bakımsızlığı birincisi halde değerlendiriyorum. Birinci tüzel bağımsızlık. Bir de gerçek manada bağımsızlık var. O ikinci tıp bağımsızlık güçle alakalı. Ülke olarak üreten bir yapıya sahipseniz o vakit gerçek manada bağımsız oluyorsunuz bizim kalkınma anlayışımız, ülkemizi gerçek manada bağımsız hale getirmektir. O dönemki koşullarda iktisadi bağımsızlığın altının çizilmesi çok kıymetli. Bu yıl ki fuarın teması da teknolojik bağımsızlık ismine çok kıymetli. Kıymetli olan bilgi ve teknoloji üretmek. Bunu ekonomik ve ticari kıymet dönüştürüp pazarlayabilmek. Bunu başardığınızda tam manasıyla gülü ve bağımsız bir biçimde yolunuza devam edebiliyorsunuz.
“GELDİĞİMİZ NOKTADA CARİ AÇIĞIMIZ YÜZDE 2’NİN ALTINA GERİLMİŞ DURUMDA”
* 100 yıllık bir cumhuriyetiz. Bugün geldiğimiz noktada 1.1 trilyon doları aşmış bir ekonomik büyüklüğümüz var. 17. Büyük ekonomiyiz dünyada. Bu yıl kurdaki istikrarla da birlikte bu sayıların dolar bazında üst noktalara çıkmasını bekliyoruz. Dış pazarlarımıza baktığımızda maalesef dünyanın çok düzgün bir devirden geçtiğini söyleyemeyiz. Dünyadaki ekonomik aktivite tarihin alt düzeylerinde seyrediyor. Bir yandan da bölgemizde jeopolitik riskler var. Bütün bu jeopolitik ortam ve ekonomik zorluklar içerisinde ihracatımızı artırmaya çaba ediyoruz. Temmuz ayı itibariyle ihracatımız 261,5 milyar dolara yükseldi.
* Bir taraftan da ithalattaki azalış süreci var. Bununla birlikte artan ihracat ve azalan ithalatla birlikte cari dengemizde önemli bir güzelleşme var. Cari açık, bizim kalkınma sürecimizde en kritik ögelerden biridir. Dış dengemiz… Geçen yıl yüzde 6 civarında bir cari açığımız vardı. Bugün geldiğimiz noktada cari açığımız yüzde 2’nin altına gerilmiş durumda. Bu da döviz üzerindeki baskıyı hafifletmiş oluyor. Tarihimizin en büyük zelzele afetinin yaralarını sardığımız bir devirdeyiz. Hala bu düzgünleşme süreci devam ediyor. Yalnızca son iki yılsa 2 trilyon lira sarsıntı ve zelzele temaslı harcamalar için merkezi idare bütçemizden kaynak ayırdık. Bu büyük zelzele yüküne karşın bütçe açığımızı da muhakkak bir düzeyde tutmaya çaba ediyoruz. Yıl sonu itibariyle inşallah bu yılki bütçe açığımız yüzde 5’in altına gelecek. Cari açığın, bütçe açığının düştüğü, risklerimizin azaldığı, istikrarın arttığı bir devirdeyiz.
“YAPMAMIZ GEREKEN ÜRETKEN YAPAY ZEKAYI DESTEKLEMEK”
* Enflasyon en değerli sorunumuz. Şu nu kabul ediyoruz. Vatandaşımızın en büyük zahmeti enflasyon. Bizim de birinci önceliğimiz enflasyon. Biz orta vadeli programımızda birinci yıl geçiş yılı olacak demiştik. İkinci yılımız dezenflasyon devri olacak ve üçüncü yılımız ise fiyat istikrarı. Birinci devrimiz bitti. Bütçe ve cari açığı düşürdük. bütün bunlar sağlam bir taban oluşturdu .O yerle birlikte enflasyonla uğraş ediyoruz. Haziran’da dezenflasyon periyodu başladı. Ağustos ayı sayılarında göreceksiniz yüzde 50’ye yakın bir sayı bekliyoruz. Eylül sayıları açıklandığında yüzde 50nin altlarında bir sayı göreceğiz. Orta vadeli programımızın temel maksadı fiyat istikrarını sağlamak. Bir taraftan da yatırım ortamımızı geliştirmek için adımlar atıyoruz.
* Bizim yapmamız gereken üretken yapay zekayı desteklemek. Her alanda yapay zekayı verimliliği ve üretkenliği artırmak için kullanmalıyız. Buna imkan var ve bunu en uygun formda değerlendirmeliyiz. Teknolojik girişimciliği desteklemeye devam edeceğiz. Büyük sermaye kümelerine da bir bildirimiz var. Lütfen AR-GE’ye daha fazla kaynak ayırsınlar, teşebbüsçü gençlere daha çok takviye olsunlar. Öteki bir çıkışımız yok. Büyük sermayeye sahip şirketlerimiz sermayelerinin bir kısmını teknoloji ve genç girişimcilere ayırırlarsa hem gençlerimiz hem de ülkemiz daha çok kazanır.”
TUGAY: HER SENE DAHA GÜÇLÜ GERÇEKLEŞMESİ İÇİN ELİMİZDEN GELENİ YAPACAĞIZ
Fuarı eski ihtişamına döndürmek için çalıştıklarını söz eden İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tugay, şu ifadeleri kullandı:
* “Bir aktiflik ki bir kentle ismi özdeşleşmiş İEF. Yalnızca İzmir değil tüm ülke için adeta bir misyonu yerine getirir üzere gerçekleştirilmiş. Neredeyse 100 yıla yakın bir geçmişi olan bir aktiflik İEF. Muhakkak bir yaşta olup da İzmir fuarına Türkiye’den gelmeyen çok azdır. Böylesine güçlü bir aktifliğin mesken sahibi olmak bizler için bir onur. Bu mirası muvaffakiyetle ve onurla taşıma için çalışıyoruz. Umuyorum geleceğe bizden beklenen… ‘İzmir fuarını eski günlerine döndürün başkanım’ diyen arkadaşlarımızın sesine kulak vererek elimizden geleni yapacağız ve her sene daha güçlü gerçekleşmesi için elimizden geleni yapacağız.”
“ŞU AN SAHİP OLDUĞUMUZ İLMİN BİZE YOL GÖSTERİCİ OLACAĞINA İNANIYORUZ”
Fuarın içeriğine ait bilgi veren Tugay, fuarın öncülük misyonuna vurgu yaparak şunları söyledi:
* “14 ülke ve 53 kentten yüzlerce firmamızın katıldığı bir fuar yaşıyoruz. Onur konuğumuz İstanbul. Özel konuk olarak ise Küba’yı ağırlıyoruz. 20 firmayla kendi stantlarında kendi ülkelerini tanıtıyor olacaklar. Bu sene tema olarak teknolojiyi seçtik. Teknoloji denilince aslında geleceğe dair problemlerin tahlilini istediğimizi söz etmeye çalışıyoruz. Sıkıntılara boğulmuş bir periyotta yaşıyoruz. Pek çok şeyden bahsedebiliriz. Bunlarla ilgili medeniyetimiz, aklımızın, şu an sahip olduğumuz ilmin bize yol gösterici olacağına inanıyoruz. O teknolojiyi ne kadar çok uygulamaya sokarsak o kadar çok problemimizi çözeceğine inanıyoruz. O nedenle daha çok ilim, bilim ve teknoloji istiyoruz. Bunların ayrıyeten paylaşarak da çoğalması gerektiğini düşünüyoruz.”
“ÜZERİMİZE DÜŞENİ YAPMAYA HAZIR OLDUĞUMUZU TABİR EDİYORUZ”
Fuarın gelişerek daha farklı bir kimliğe büründüğüne de dikkati çeken Tugay, idarede birliktelik bildirisi vererek şunları kaydetti:
* “İEF, tahminen o eski günlerinden daha farklı bir kimliğe bürünmüş olabilir lakin hala yapıldığı günlerde İzmir’in ve etraf vilayetlerimizin bilhassa cümbüş, kültür, aktivite, spor, sanat, ticaret ve alışveriş manasında bir merkezi olmaya devam ediyor. Bu mühlet, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün İzmir İktisat Kongresi’nden sonra İzmir’e adeta yüklediği bir sorumluluk olarak başlamıştı. İzmir fuarı, yalnızca İzmir’in değil Türkiye Cumhuriyeti’nin iktisat atılımının bir yansımasıdır. Bu nedenle çok değerlidir. Bu nedenle sahip çıkak ve geliştirmek için hepimize değerli vazifeler düşüyor. Biz Türkiye’mizin önümüzdeki yıllarda gerçek bir ulusal birlik ve beraberlik içerisinde bütün sıkıntıları aşacağına yürekten inanıyoruz. Bu ülkenin evlatları olarak üzerimize düşeni hiçbir farklı gayrı gütmeden yapamaya hazır olduğumuzu tabir ediyoruz.”
İMAMOĞLU: KONUK EDİLMEK BİZİM İÇİN ÇOK DEĞERLİ
Gelişmiş kentler ve fuarların kıymetine vurgu yaparak konuşan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı İmamoğlu, şunları söyledi:
* “İzmir’le çok özdeşleşen bir tertip. Dünyanın dört bir yanından insanları yıllar boyunca ağırlamış. Yaklaşık bir asır evvel o yılların şartlarında doğmuş bir tertibin kendi geleneği yaratmış olması, ilham verici. İEF’de onur konuğu olarak konuk edilmek bizim için çok bedelli. Özelikle farklı kurum ve kuruluşlarımızla burada temsil ediliyoruz. Kentlerimiz çok kıymetli ve kentlerimizin kendi içerisinde geliştirdikleri düzgün uygulamaları öbür kentlerle paylaşmak bizim için çok değerli. Özelikle teknolojik gelişmeleri… Doğal etraf, kültür ve sanat için atılan adımlar çok kıymetli adımlar. İzmir ve İstanbul üzere ülkemizin gelişmişinde değerli kentlerimizin İstanbul ve İzmir üzere potansiyelleriyle ülkemizin gelişiminde öncü kentlerimizin esaslı mirasına sahip çıkmanın da çok değerli olduğunu düşünüyorum.
* Kentin ortak akıl düzeneği diye tabir ettiğimiz İstanbul planlama ajansı, kentimizin geleceğine dair atılacak adımları kentin dinamik yapısıyla insanlarıyla konuşarak geliştiren ve 2050’de nasıl bir İstanbul olmalı sorusuna karşılık arayan yapının inanılmaz yararlarını gördük. Görmeye devam ediyoruz. Bu vizyonumuz hayatın tüm çeşitliliğiyle, canlı, özgür olduğu herkesin yeterli yaşadığı, keyifli ve huzurlu olduğu dünya kenti İstanbul’dur. İstanbul 2050 vizyonunda daha eşit, daha ve daha yaratıcı bir kent olması seyahatinde emin adımlarla yol yürüyor. Bilhassa dijitalleşmeyle birlikte teknoloji kentlerimizde yaşamayı ve kentleri yönetmeyi kolaylaştıracak güçlü fırsatlar sunduğunu da biliyoruz. Bu fırsatlar bugün kentlerin planlanmasında akıllı yaklaşımlarını kaçınılmaz hale getiriyor ve bu hususta önemli atılımlı adımlar ve yatırımlar yapmak zorunda olduğumuzu biliyoruz.
* Akıllı şehirciliğe dayalı kent idaresi yaklaşımı, çok paydaşlı bir süreç olarak vatandaşların refahını arttırmak, daha verimli, sürdürülebilir ve kapsayıcı kentsel ömrü sunmak, dijitalleşmeyi tesirli bir halde kullanıma hayatın içerisine sürdürülebilir bir biçimde servis etmek kendilerimiz için çok kıymetli bir strateji. Alışılmış toplumun farklı bölümlerini, dijital araçlara erişiminde oluşturulan uçurum eşitsizlikler yarattığının da farkındayız. Bu nedenle dijital araçların tüm topluma eşit ve adil bir biçimde yansıtılması sorununu de ayrıyeten ele alıyoruz. Aksi halde teknolojik yaratıcılığın yalnızca aşikâr bir zümreye hitap etmesi bundan faydalananların sayısını da azaltacaktır. ,Şehrin 16 milyon insanıyla birlikte hareket ediyoruz. Ortak akıl şiarıyla İstanbulluların kentin idaresine katkı sağlayacağı adımları hayata geçiriyoruz.
“HER İSTİKAMETİYLE ÜLKENİN LOKOMOTİFİ OLDUĞUNUN FARKINDAYIZ”
* Bugün çok özel bir noktadayız. İzmir İktisat Kongresiyle temellerinin atıldığı İEF’nin 93.yılında beraberiz. Kentin ehemmiyetini biliyoruz. İstanbul, Ankara ve İzmir üzere kentlerimizin her istikametiyle ülkenin lokomotifi olduğunun farkındayız. Güzel fikrin, düzgün aklın ve Türkiye’ye yararlı işlerin nasıl olduğunun farkındayız. Bu tarafıyla bir kentlerimizdeki vazifemizi yalnızca kentimiz insanına, hemşehrilerimize hizmet etme hissiyle değil, birebir vakitte Türkiye’ye üstün bir sağlama çabası içerisinde olduğumuz şuuruyla hareket ediyoruz. Bu bağlanmada dayanışmayı en üst düzeye taşıyoruz.”
